top of page

Hayatın Mayınlı Arazisi: Safsatalar

Yazarın fotoğrafı: Oral ToğaOral Toğa

Safsatalar hayatın hemen her alanında karşımıza çıkan ve insanı yıldıran tartışmalara sürükleyen, manipülasyonların pençesine atan oldukça tehlikeli ve kesinlikle uyanık olunması gereken bir konu. Bu yazıda safsatanın ne olduğu, neden uyanık olmamız gerektiği ve kendimizi nasıl savunabileceğimize dair bir şeyler yazacağım.

Safsata Nedir?

Safsata, mantıksal açıdan hatalı veya yanıltıcı olan ancak ilk bakışta ikna edici görünen argümanlara verilen addır. Safsatalar, genellikle kasıtlı olarak dinleyiciyi veya okuyucuyu belirli bir sonuca yönlendirmek amacıyla kullanılır. Safsataların amacı, gerçeği ortaya çıkarmaktan ziyade karşı tarafı ikna etmektir. Safsatalar, mantık hatalarından veya dil oyunlarından yararlanarak argümanın zayıflıklarını gizler. Örneğin kişi düşüncelerini desteklemek için yanlış nedensellik ilişkileri kurabilir, konuyu saptırabilir, duygusal manipülasyon yapabilir veya karşı tarafın fikirlerini çarpıtabilir.


Safsataları tespit etmek ve onlardan kaçınmak, sağlıklı ve rasyonel bir tartışma ortamı yaratmak için önemlidir. Eleştirel düşünme becerileri ve mantık kurallarına hakimiyet, safsatalara karşı bireyleri daha dirençli kılar. Safsataların pek çok farklı türü vardır ve bunlar yüzyıllardır felsefe ve mantık alanlarında incelenmektedir.


Bu konu günlük hayat içinde basit bir reklam panosundan partnerizinizin manipülasyonlarına kadar her yerde karşılaşabileceğiniz ve muhtemelen bir gün içinde birkaç kez karşılaştığınız bir konu. Bu sebeple konuya biraz derinlemesine bakmakta fayda var. Konuya girmeden şunu da ekleyeyim; "eğitimli ve kendinin farkında" kişi turnusolu gibidir bu konu. Eğitimli kişiler safsatayı hemen anlar ve genellikle oyuna gelmezler. İletişimlerinde de ego tatmini için konuşan değil sorunu çözmeye odaklı bireyler safsatalara başvurmadan sorunu tartışır ve çözüme kavuştururlar. Şimdi konuya giriş yapalım.


Günlük Hayatta Safsatarla Nerelerde Karşılaşıyoruz?

Aslında safsatalar hayatımızın hemen her alanında karşımıza çıkabilir. İster farkında olalım ister olmayalım reklamlarda, politik söylemlerde, iş yerinde, okulda, hatta günlük sohbetlerde bile safsatalarla yüzleşebiliriz.


Reklamlar, safsataların belki de en yaygın olduğu alanlardan biri. "Bu ürünü kullanan herkes mutlu, sen de kullanmalısın", "X ünlü kişisi bu ürünü öneriyor, o halde iyidir" gibi argümanlar aslında birer safsata örneği. Bu tür reklamlar ürünün gerçek faydaları yerine duygusal çekicilik veya otorite figürlerini kullanarak bizi ikna etmeye çalışır.


Politik söylemler de safsatalarla doludur. Politikacılar rakiplerinin argümanlarını çürütmek için sıklıkla "ad hominem" (kişisel saldırı) safsatasına başvurur. Örneğin, "Rakibimin eğitim politikasını ciddiye alamayız, çünkü geçmişte vergi kaçırdı" gibi bir argüman, aslında eğitim politikasının içeriğiyle ilgili hiçbir şey söylemez. Benzer şekilde, politikacılar bazen "kaygan yamaç" safsatasını kullanarak bir politikanın kabul edilmesi durumunda abartılı ve korkutucu senaryolar çizerler. "Bunlar seçilirse şeriat gelecek. Kadınlar okula gidemeyecek" veya "bunlar seçilirse camiler ahır yapılacak. Her yerde fuhuş olacak" gibi lafların tamamı bu kategoriye girer.


İş yerinde de çokça safsata duyabiliriz. Örneğin bir toplantıda "Geçen yıl bu stratejiyi denedik ve işe yaramadı, bu yüzden yeni bir strateji denemeye gerek yok" gibi bir argüman duyabiliriz. Bu, "acele genelleme" safsatasına bir örnektir. Geçmişteki tek bir deneyimin, gelecekteki tüm olasılıkları temsil etmesi gerekmez. Benzer şekilde, "Herkes fazla mesai yapıyor, sen de yapmalısın" gibi bir argüman, "popülerlik" safsatasını içerir.


Okul ise yine safsatalarla karşılaşmanın mümkün olduğu yerlerden. Örneğin bir öğrenci "Bu dersi almam gerekmiyor çünkü hayatımda hiç işime yaramayacak" diyebilir. Bu, "alakasız sonuç" safsatasına örnektir. Dersin içeriğinin gelecekteki faydalarını öngörmek her zaman kolay olmayabilir. Ayrıca öğretmenler bazen "otorite" safsatasını kullanarak, kendi görüşlerini sorgulanamaz gerçekler olarak sunabilirler.


Günlük sohbetlerde de safsatalar sıkça karşımıza çıkar. "Herkes X partisine oy veriyor, demek ki doğru partidir", "Geçen gün bir Y ülkesi vatandaşı ile tanıştım, çok kabaydı, demek ki tüm Y'liler kabadır" gibi argümanlar aslında sırasıyla "popülerlik" ve "acele genelleme" safsatalarıdır.


Sonuç olarak safsatalar günlük hayatımızda karşımıza reklamlarda, politik söylemlerde, iş yerinde, okulda ve günlük sohbetlerde çıkabilir. Ancak, eleştirel düşünme ve farkındalık ile bu yanıltıcı argümanların etkisinden kendimizi koruyabiliriz. Safsataları fark etmek ve onlara meydan okumak, daha rasyonel ve sağlıklı bir düşünce yapısına sahip olmamıza yardımcı olacaktır.


Unutulmaması gereken bir konu ise bu safsataların hepsi sözlü veya yazılı olmak zorunda olmadığı gerçeğidir. Bazen ima ile bazen hareket ile bu bağlamlar yaratılabilir. Örneğin bir hoca derste otorite safsatasını kullanarak kendini haklı göstermek isteyebilir ancak bunu sözleriyle doğrudan değil, ima yoluyla veya sesindeki tonla dahi gerçekleştirebilir. Mesajı iletmenin tek yolu açık açık söylemek değildir nihayetinde.


Bitmeyen Kavgalarımız...

Bazen partnerlerimizle bazen ailelerimizle günlerce süren kavgalar yaşarız. Aslında genellikle ortada tek bir konu vardır. Ancak o tartışma esnasında safsatalara o kadar çok başvurulur ki dert birken bin olur. Öyle bir argüman getirilir, öyle bir laf edilir ki o argümana açıklama getirmeye çalışırken esas konu kayar ve saatlerce bitmek bilmeyen yorucu kavgalar yaşanır. Sonuçta herkes yıpranıp gider. Safsataların farkında olmayan ve teşhis edemeyen bireyler her safsataya teker teker cevap vermeye çalışır. Keza çoğu kez bireylerin kendisi de safsata yaptığının farkında olmaz. Tartışmada galip çıkmak için bir didişme yaşanır gider. "N'AAALAAKAASIII VAAAAR" laflarını havada uçuşturan, sinir krizleri yaratan bu safsatalara bu alt başlık altında biraz daha yakın bakalım istedim.


Öncelikle sağlıklı bir ilişkinin ilk şartı iyi bir iletişimdir ve safsatalardan arındırılmadan sağlıklı ve doğru bir iletişim kurmak mümkün değildir. Başka bir şekilde aktaracak olursam ilişkilerde sağlıklı iletişim, güven ve saygı esastır. Ancak bazen partnerlerden veya aile üyelerinden biri bu ilkeleri ihlal ederek diğerini manipüle etmeye çalışabilir. Manipülatif bireyler isteklerini elde etmek, tartışmalarda üstünlük sağlamak veya ilişki dinamiklerini kontrol etmek için sıklıkla safsatalara başvururlar. Peki manipülatif bir sevgilinin kullanabileceği safsatalar nelerdir?


Mesela "ya hep ya hiç" safsatası sıkça kullanılır. Manipülatif bir sevgili, "Beni gerçekten seviyorsan, her dediğimi yapmalısın" veya "Eğer bu akşam benimle dışarı çıkmazsan, beni umursamadığımı düşüneceğim" gibi argümanlar öne sürebilir. Bu safsata karmaşık bir durumu suni bir şekilde iki seçeneğe indirgeyerek partneri duygusal olarak köşeye sıkıştırmayı amaçlar.


"Ad hominem" safsatası da manipülatif sevgililer tarafından sıkça kullanılır. Örneğin bir tartışma sırasında "Arkadaşların seni doğum gününe bile çağırmadığı için bu konuda bir fikrin olamaz" veya "Ailenle olan sorunlarından dolayı ilişkimiz hakkında sağlıklı düşünemiyorsun" gibi kişisel saldırılar yapabilirler. Bu safsata tartışmanın özünü görmezden gelerek partnerin kişisel özelliklerine veya geçmiş hatalarına odaklanır.


"Alakasız sonuç" safsatası da manipülatif sevgililerin repertuarında yer alır. Örneğin "Eğer bu tatile çıkmazsak, ilişkimiz asla gelişmeyecek" veya "Benim istediğim restorana gitmezsek, beni sevmediğini düşüneceğim" gibi argümanlar kullanabilirler. Bu safsata iki olayı ilgisiz bir şekilde birbirine bağlayarak sanki alakası varmış gibi öne sürer ve partneri duygusal olarak manipüle etmeyi amaçlar.


Manipülatif sevgililer ayrıca "mazeret bulma" safsatasını da kullanabilirler. Örneğin "Seni aldatmamın nedeni, senin bana yeterince ilgi göstermemen" veya "Gecikmemin sebebi, senin beni strese sokman" gibi bahaneler üretebilirler. Bu safsata kendi hatalarının sorumluluğunu almak yerine, suçu partnere yüklemeyi amaçlar.


"Popülerlik" safsatası da manipülatif sevgililerin kullandığı bir diğer taktiktir. "Tüm arkadaşlarım senin hatalı olduğunu düşünüyor" veya "Herkes bizim mükemmel bir çift olduğumuzu söylüyor, o yüzden sorunlarımızı görmezden gelmeliyiz" gibi argümanlar öne sürebilirler. Bu safsata, bir fikrin doğruluğunu, popülaritesine dayandırarak partneri etkilemeye çalışır.


Manipülatif sevgililer, bu ve benzeri birçok safsatayı kullanarak, ilişkideki güç dengesini kendi lehlerine çevirmeye çalışırlar. Ancak sağlıklı ve dengeli bir ilişkide, safsatalara yer olmamalıdır. Partnerinizin veya ailenizin ego sorunları varsa genel yaklaşım sorunu çözmek değil, üstünlük kurmak üzerine olacağından safsata bombardımanına uğramanız çok olası. Eğer partnerinizin bu tür manipülatif taktikler kullandığını fark ederseniz, onunla açıkça konuşmak ve sağlıklı iletişim kurmak önemlidir. Eğer partner değişime dirençli ise ilişkiyi yeniden değerlendirmek akıllıca olabilir.


Örneklerle bir daha derleyelim:

1. Ya hep ya hiç safsatası - "Eğer bu akşam benimle dışarı çıkmazsan seninle bir daha asla konuşmayacağım."

2. Ad hominem (kişisel saldırı) safsatası - "Ailenle olan sorunların yüzünden bu ilişkiyi sağlıklı bir şekilde yürütemezsin."

3. Alakasız sonuç safsatası - "Benim istediğim restorana gitmezsek birbirimizi anlamadığımız ortaya çıkacak."

4. Mazeret bulma safsatası - "Sana kötü davranmamın nedeni işimdeki stres. Beni anlaman gerekiyor."

5. Popülerlik safsatası - "Sosyal medyada herkes bizim mükemmel bir çift olduğumuzu düşünüyor, o yüzden sorunlarımız olamaz."

6. Dayatma safsatası - "Eğer beni seviyorsan hobilerini bırakıp tüm zamanını benimle geçirmelisin."

7. Suçluluk manipülasyonu safsatası - "Senin yüzünden kendimi kötü hissediyorum. Beni mutlu etmek için daha fazla çabalamalısın."

8. Sahte ikilem safsatası - "Ya ailenle daha az vakit geçirirsin ya da ilişkimiz bitecek."

9. Duygusal şantaj safsatası - "Bana istediğimi almazsan depresyona gireceğim ve bunun sorumlusu sen olacaksın."

10. Göreceli yoksunluk safsatası - "Diğer çiftler her hafta sonu romantik tatillere çıkıyor, sense beni ucuz tarihlere götürüyorsun."

11. Kişisel tecrübe safsatası - "Tüm eski partnerlerim benim mükemmel olduğumu söylerdi, demek ki sorun sende."

12. Kırmızı ringa balığı safsatası - "Evet, doğum günümü unuttun ama dün benim için bulaşıkları yıkadın, bu yüzden sorun yok."

13. Adamantaşı safsatası - "Nasıl biri olduğumu biliyordun. Eğer değişmemi bekliyorsan bu senin hatan."

14. Patlayan argüman safsatası - "Geçen yıl benim için bir sürpriz parti düzenlemedin, hediyelerimi beğenmedim dedin, tatile çıkmadık, ailemi ziyaret etmedin..."

15. Duygu sömürüsü safsatası - "Eğer beni gerçekten sevseydin her istediğimi yapar ve asla hayır demezdin."


Kıssadan hisse; toksik olmayın. Toksik insanlardan da uzak durun.

Safsatalara Dikkat Etmezsek Neler Olur?

Yukarıda da yazdığım üzere, hepimiz her gün onlarca, belki de yüzlerce argümanla karşılaşıyoruz. Reklamlarda, sosyal medyada, iş yerinde, okulda, hatta aile sohbetlerinde bile argümanlar havada uçuşuyor. Peki bu argümanların hepsi mantıklı ve geçerli mi? Maalesef değil. Bazı argümanlar bomboş ve direkt safsata denilen mantık hatalarını içeriyor. Peki safsatalara dikkat etmezsek neler olur?


İlk ve en önemli sonuç yanlış kararlar almak olabilir. Safsatalar bizi yanıltarak hatalı varsayımlara veya sonuçlara inanmamıza neden olabilir. Örneğin bir reklam "Bu kremi kullanan herkes genç görünüyor, sen de kullanmalısın" diyorsa bu bir "popülerlik safsatası"dır. Eğer bu safsataya kanarsak belki de işe yaramayan, hatta zararlı olabilecek bir ürünü almaya ikna olabiliriz.


İkinci olarak safsatalar bizi manipüle etmek için kullanılabilir. Politikacılar, satış temsilcileri, hatta dolandırıcılar, safsataları kendi çıkarları için kullanabilir. Örneğin sevgiliniz sizi birinden uzaklaştırmak istiyor ancak bunu açıkça söyleyemediğinden manipüle etmeye çalışıyor. Size "X'e güvenmiyorum. Derslerden düşük not alıyor. Demek ki sorumsuz biri. Seni de üzebilir." gibi bir argüman sunuyorsa safsata yapıyor demektir. Elbette kimse bu örnekteki kadar saçma bir argümanla gelmez demek isterdim ama manipülatif bireylerden her türlü "zırvalık" duymak mümkün. Uyanık olun.


Üçüncü olarak safsatalar eleştirel düşünme becerilerimizi köreltebilir. Eğer sürekli safsatalara maruz kalır ve onları fark edemezsek zamanla mantıksal düşünme yeteneğimiz zayıflayabilir. Argümanları sağlıklı bir şekilde değerlendirmek yerine, yüzeysel ikna taktiklerine kanmaya başlayabiliriz. Bu da bizi, hayatın her alanında yanlış kararlar almaya daha açık hale getirir. Çevremiz böyle insanlarla dolu ne yazık ki.


Son olarak safsatalar toplumsal tartışmaların kalitesini düşürebilir. Eğer herkes safsatalarla konuşursa gerçek sorunları tartışmak ve çözmek zorlaşır. Örneğin bir tartışmada sürekli "ad hominem" saldırıları yapılıyorsa, tartışmanın odağı sorundan çok kişilere kayar. Bu da toplumsal ilerlemeyi engeller. Pek bahsedilmiyor ama safsata sorunu bir toplumun gelişmesinin önündeki en büyük engellerden birisidir.


Safsataları Nasıl Yakalarız?

Tekrar tekrar yazdığım üzere, günlük hayatımızda pek çok argümanla karşılaşıyoruz. Bazen bu argümanlar o kadar ikna edici görünüyor ki üzerinde düşünmeden hemen kabul etme eğiliminde olabiliyoruz. Ancak her ikna edici argüman, mantıksal olarak geçerli olmayabiliyor. İşte bu noktada, safsataları anlama ve tespit etme becerisi devreye giriyor. Safsataları tespit etmek her zaman kolay olmuyor, çünkü bazen çok inandırıcı görünebiliyorlar. Ancak bazı ipuçları var ki bir argümanın safsata olup olmadığını anlamamıza yardımcı olabilir.


Maddeleyeyim:


  1. İlk olarak argümanın yapısına dikkat etmekte fayda var. Sağlam bir argüman, öncüller (kanıtlar) ve sonuç (iddia) içermeli. Öncüllerin sonucu mantıksal olarak desteklemesi gerekiyor. Eğer öncüller ve sonuç arasında mantıksal bir bağlantı yoksa, ortada bir safsata olma ihtimali yüksek.

  2. İkinci olarak argümanda duygusal dilin veya kişisel saldırıların olup olmadığına bakmak önemli. Safsatalar genellikle mantıksal zayıflıklarını gizlemek için duygulara hitap eder veya karşı tarafı itibarsızlaştırmaya çalışır. Eğer bir argüman, konuyu tartışmak yerine duygusal tetikleyiciler kullanıyorsa, büyük olasılıkla bir safsata ile karşı karşıyayız demektir.

  3. Üçüncü olarak argümanın konuyla ilgili olup olmadığını kontrol etmek gerekir. Bazen argümanlar, tartışılan konudan tamamen uzaklaşıp bambaşka alanlara kayabilir. Bu da "kırmızı ringa balığı" olarak bilinen bir safsata türüdür. Eğer argüman konudan sürekli sapıyorsa, muhtemelen zayıf bir argümandır ve safsata içeriyordur.

  4. Son olarak argümanın varsayımlarını ve genellemelerini sorgulamak önemlidir. Safsatalar sıklıkla, hatalı varsayımlara veya aşırı genellemelere dayanır. Örneğin "Bütün politikacılar yalancıdır" gibi bir genelleme, "çoklama safsatası"na örnektir. Böyle genellemeleri tespit edip sorgulamak, safsataları yakalamak için etkili bir yöntemdir.


Safsataları anlamak ve tespit etmek, eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek için harika bir egzersizdir. Ne kadar çok safsata örneği görürsek onları yakalamak da o kadar kolaylaşır. Argümanları dikkatle incelemek, varsayımları sorgulamak ve mantıksal tutarsızlıkları aramak safsatalara karşı bizi daha dirençli hale getirir. Aslında konu biraz da uyanık olmak. Tabii ki her zaman %100 objektif olmak mümkün olmayabilir. Bizim de önyargılarımız ve duygusal tepkilerimiz var. Ancak safsataları anlamak ve tespit etmek için çaba gösterdikçe, daha rasyonel ve eleştirel düşünürler haline geliriz. Ve bu beceri, hayatımızın hemen her alanında -işte, okulda, politik tartışmalarda, hatta kişisel ilişkilerimizde- bize yardımcı olur.


Bazı Safsata Türleri

Gerçekten onlarca safsata türü bulunuyor. Bunları basit bir internet aramasında dahi ulaşbilirsiniz. Uzun uzun onlarca tablo hazırlayıp buraya koymak istemedim. Ancak dileyenler internete "safsata türleri" yazarak bütün türleri inceleyebilirler. Ben bazılarını buraya aldım. Ayrıca aşağıdaki isimlendirmeler farklı kaynaklarda farklı isimlerle karşınıza çıkabilir. Bu kavramlar genelde Latince veya İngilizce versiyonları ile meşhurlar ama İngilizcelerini veya Latincelerini buraya almadım.


1. Ad Hominem (Kişisel Saldırı):

Ad hominem safsatası, bir argümanın içeriğini eleştirmek yerine, argümanı öne süren kişinin karakteri, geçmişi veya kişisel özelliklerine saldırmaktır. Bu yolla kişi, tartışmanın odağını argümanın kendisinden uzaklaştırır ve karşı tarafı itibarsızlaştırmayı amaçlar.

Örnek: "Bu politikacının eğitim reformu önerilerini ciddiye alamayız. Geçmişte evlilik dışı ilişki yaşadığı ortaya çıktı."


2. Genetik Safsata:

Genetik safsata, bir fikrin veya argümanın içeriğini değerlendirmek yerine fikrin kaynağına dayalı olarak kabul etmek veya reddetmektir. Bu da bir fikrin doğruluğunun, onu ortaya atan kişinin özelliklerine bağlı olduğu yanılgısına dayanır.

Örnek: "Bu bilimsel teoriyi kabul edemeyiz çünkü bu teoriyi ortaya atan kişi ateistti."


3. Otoriteye Başvurma:

Bu safsata, bir iddianın doğruluğunu, onu dile getiren kişinin otoritesine veya statüsüne dayandırır. Ancak otorite konumundaki kişiler de hata yapabilir veya yanlış bilgi verebilir.

Örnek: "Bu diş macununu kullanmalısın. Ünlü bir oyuncu reklamında bu macunu öneriyor."


4. Popülerlik Safsatası:

Popülerlik safsatası, bir fikrin veya argümanın doğruluğunu, popülaritesine veya çoğunluk tarafından kabul görüyor olmasına dayandırır. Ancak bir fikrin popüler olması, onun doğru olduğu anlamına gelmez.

Örnek: "Bu restoran şehrin en iyisi olmalı. Her zaman çok kalabalık ve rezervasyon yapmak neredeyse imkansız."


5. Sahte İkilem (Yanlış Dikotomi):

Bu safsata, bir durumda sadece iki seçenek varmış gibi sunar. Oysa gerçekte başka alternatifler de olabilir. Bu safsata, dinleyiciyi iki seçenekten birini seçmeye zorlar.

Örnek: "Ya benimle evlenirsin ya da beni sonsuza dek kaybedersin."


6. Duygusal Çekicilik:

Duygusal çekicilik safsatası, mantıksal argümanlar yerine duygulara hitap ederek ikna etmeye çalışır. Bu yola başvuran kişi, dinleyicinin duygularını harekete geçirerek rasyonel düşünmeyi engelleyebilir.

Örnek: "Bu hayır kurumuna bağış yapmalısınız. Bu yoksul çocukların sizin yardımınıza ihtiyacı var."


7. Kaygan Yamaç:

Bu safsata, bir olayın kabul edilmesi durumunda istenmeyen bir dizi olayın kaçınılmaz olarak gerçekleşeceğini iddia eder. Ancak bu iddia genellikle abartılıdır ve olaylar arasındaki bağlantı zayıftır.

Örnek: "Bugün bu eteği giyersen yarın kesinlikle beni aldatırsın."


8. Alakasız Sonuç:

Bu safsata, bir argümanı desteklemek için konuyla ilgisiz veya yetersiz kanıtlar sunar. Sonuç, öncülleri mantıksal olarak takip etmez.

Örnek: "Küresel ısınma gerçek olamaz. Geçen kış çok soğuktu."


9. Müphemlik:

Müphemlik safsatası, belirsiz veya muğlak terimler kullanarak dinleyiciyi kafa karışıklığına sürükler. Bu belirsizlik, argümanın zayıflıklarını gizleyebilir.

Örnek: "Bu enerji içeceği sizi daha sağlıklı yapacak." (Sağlıklı olmanın ne anlama geldiği belirsiz)


10. Önyargılı Örnekleme:

Bu safsata bir argümanı desteklemek için kasıtlı olarak seçilmiş, temsili olmayan örnekler kullanır. Bu da yanlış genellemelere yol açabilir.

Örnek: "Sigara sağlığa zararlı değildir. Dedem günde iki paket sigara içerdi ve 90 yaşına kadar yaşadı."


11. Adamantaşı:

Bu safsata, kanıta dayalı argümanları görmezden gelerek kişinin kendi pozisyonunu savunmaya devam etmesidir. Karşı tarafın argümanlarını dikkate almaz ve kendi görüşünde ısrar eder.

Örnek: "Dünya düzdür. Bana ne kadar kanıt gösterirseniz gösterin, fikrimi değiştirmeyeceğim."


12. Alakasız Tahmin:

Bu safsata, bir argümanın sonucunun, argümanın öncüllerinden biri olarak kullanılmasıdır. Bu, dairesel akıl yürütmeye yol açar.

Örnek: "Dün gece kötü uyuduğum için bugün kesinlikle önemli toplantıda başarısız olacağım."


13. Çoklama:

Bu safsata, bir şeyin tek bir örneğini veya küçük bir örnek kümesini temel alarak tüm gruba genelleme yapmaktır. Bu, yanlış genellemelere yol açabilir.

Örnek: "Geçen gün bir Fransızla tanıştım, çok kabaydı. Fransızların hepsi kaba insanlar."


14. Alakasız Sebep:

Bu safsata, iki olay arasında nedensel bir ilişki olduğunu iddia eder, oysa bu olaylar sadece tesadüfen ilişkili veya tamamen ilişkisiz olabilir.

Örnek: "Horoz her sabah öttüğünde güneş doğuyor. Demek ki horozun ötmesi güneşin doğmasına neden oluyor."


15. Orta Zemin:

Bu safsata, iki uç pozisyon arasında her zaman bir orta yolun doğru olduğunu varsayar. Ancak bazı durumlarda uç pozisyonlardan biri tamamen doğru olabilir.

Örnek: "Bazı insanlar tüm gün spor yapılması gerektiğini söylüyor, diğerleri ise hiç spor yapılmaması gerektiğini. Doğrusu muhtemelen haftada birkaç gün spor yapmaktır."


16. Kırmızı Ringa Balığı:

Bu safsata, bir argümanda konuyu dağıtmak, dikkat dağıtmak veya tartışmayı manipüle etmek için alakasız bilgiler sunmaktır.

Örnek: "Evet, şirketimizin gelirleri düştü ama geçen ay ofisimizin yakınında yeni bir park açıldı. Parkta çok güzel çiçekler var ve insanlar öğle tatillerinde orada yürüyüş yapıyorlar."


17. Havaya Uçurma:

Bu safsata bir argümanı, onu aşırı basitleştirerek veya karikatürize ederek çürütmeye çalışmaktır. Bu, karşı tarafın gerçek pozisyonunu yansıtmaz.

Örnek: "Evrim teorisine inananlar, büyükannelerinin bir zamanlar maymun olduğuna inanıyorlar."


18. Sahte Sebep:

Bu safsata, bir olayın nedenini, sadece zamansal olarak ondan önce gerçekleşen başka bir olaya dayandırmaktır.

Örnek: "Yeni ayakkabılarımı giymeye başladığımdan beri hep şanssızlıklar yaşıyorum. Demek ki bu ayakkabılar bana uğursuzluk getiriyor."


19. Şeytan Avukatlığı:

Bu safsata, bir pozisyonu desteklemek için karşı tarafın argümanlarını çarpıtmak veya yanlış bir şekilde sunmaktır.

Örnek: "İklim değişikliğine inanmayanlar, dünyanın düz olduğuna da inanıyorlar."


20. Hedef Şaşırtma:

Bu safsata, tartışmanın odağını, tartışılan asıl konudan uzaklaştırmak veya dikkati dağıtmak için kullanılır.

Örnek: "Evet, ürünümüzün bazı yan etkileri olabilir ama piyasadaki en ucuz ürün bizimki."


21. Ya Hep Ya Hiç (Mükemmeliyetçi Safsata):

Bu safsata, bir şeyin mükemmel olmaması durumunda tamamen reddedilmesi gerektiğini savunur. Oysa, mükemmel olmayan şeyler de faydalı veya değerli olabilir.

Örnek: "Bu kanser tedavisi tüm hastaları iyileştiremiyor, bu yüzden kullanılmamalı."


22. Patlayan Argüman (Gish Galubu):

Bu safsata, karşı tarafı çok sayıda argümanla bombardımana tutarak, her birine ayrıntılı yanıt vermeyi imkansız hale getirmeyi amaçlar. Argümanların kalitesinden ziyade sayısına odaklanır.

Örnek: Bir tartışmada, karşı tarafın her cümlesine, birbiriyle bağlantısız onlarca karşı argüman sunmak.


23. Yanlış İkilem:

Bu safsata, sadece iki seçenek varmış ve bunlardan birinin seçilmesi gerekiyormuş gibi sunar. Oysa çoğu durumda başka alternatifler de vardır.

Örnek: "Ya bizimle birliktesin ya da bize karşısın."


24. Döngüsel Akıl Yürütme:

Döngüsel Akıl Yürütme bir iddianın, kanıt olarak yine kendisinin veya eş anlamlısının kullanılmasıdır. Başka bir deyişle, sonuç başlangıçtaki iddiayı tekrarlar.

Örnek: "Okulumuzun futbol takımı en iyisidir çünkü en iyi oyuncular bizde oynuyor. En iyi oyuncular bizde oynuyor çünkü en iyi takım biziz."


25. Yokluk Yanlışlığı:

Bu safsata, bir şeyin var olduğuna dair kanıt olmamasını, o şeyin var olmadığının kanıtı olarak sunar. Ancak kanıt yokluğu, var olmama kanıtı değildir.

Örnek: "Hayatın başka gezegenlerde var olduğuna dair hiçbir kanıt yok, bu yüzden yalnız olmalıyız."


26. Yanlış Eşitleme:

Bu safsata, iki şey arasında yüzeysel bir benzerlik olduğunda, bunların tamamen aynı olduğunu iddia eder.

Örnek: "Sosyal medyada zaman geçirmek, arkadaşlarınla dışarıda zaman geçirmek gibidir. İkisi de sosyalleşmektir."


27. Yanlış Uzlaşma:

Bu safsata, uzlaşma sağlamak adına, yanlış veya zararlı bir pozisyonu kabul etmeyi savunur.

Örnek: "Sigara içmek sağlığa zararlı olabilir ama ekonomiye katkıda bulunuyor. O yüzden tamamen yasaklanmamalı."


28. Şanslı Tesadüf:

Bu safsata, istisnai veya tesadüfi bir durumu genelleştirerek bunun normal veya beklenen bir durum olduğunu iddia eder.

Örnek: "Kuzenim lotoyu kazandı. Demek ki loto oynamak zengin olmanın iyi bir yolu."


Görüldüğü üzere tonla safsata türü var. Bunları ezberelemek mümkün değil elbette. Ancak haberdar olmak her yönden hayat kurtarır. Tarihteki bütün büyük imparatorluklara bakın, belagata (retorik) ayrı bir önem atfedildiğini görürsünüz. Bunun bir sebebi olduğu unutulmamalıdır. Zira belagat sadece güzel konuşma becerisi değildir. Adeta bir ilimdir.

コメント


IMG_3253.JPG

Merhaba!

Eğer yazılarla ilgili bir görüşünüz veya yorumunuz varsa aşağıdaki yorum kutucuğuna yorumunuzu bırakabilir veya iletişim bölümünden benimle temasa geçebilirsiniz.  Son olarak burada yayınlanan yazıların tamamı şahsi görüşlerim olup hiçbir kurumu veya kuruluşu bağlamadığını hatırlatmak isterim.

İyi okumalar dilerim.

bottom of page