top of page

1906 İran Meşrutiyet Anayasası (Tam Metin)

Yazarın fotoğrafı: Oral ToğaOral Toğa

[14 Zilkade 1324 tarihli]


TEMEL HÜKÜMLER

Madde 1- İran'ın resmi dini İslam ve mezhebi Caferi On İki İmam mezhebidir. İran şahı bu mezhebi taşımalı ve desteklemelidir.


Madde 2- Milli Şûra Meclisi, İmam Zaman'ın (Allah zuhurunu çabuklaştırsın) teveccühü ve desteği, İslam Şahı'nın (Allah saltanatını daim etsin) lütfu, İslam alimlerinin gözetimi ve İran milletinin genelinin katılımıyla kurulmuştur. Hiçbir dönemde, meclisin yasal maddeleri İslam'ın kutsal kurallarına ve Hz. Peygamber'in (s.a.v.) koyduğu kanunlara aykırı olamaz. Kanunların İslami kurallara aykırı olup olmadığını belirleme görevi ulema-i kirama (Allah bereketlerini daim etsin) aittir ve daima böyle olacaktır. Bu nedenle, her dönemde zamanın gerekliliklerini bilen müçtehit ve dindar fakihlerden oluşan en az beş kişilik bir heyet şu şekilde belirlenecektir: Şii İslam'ın taklit mercileri olan ulema ve hüccetü'l-islam, bahsedilen niteliklere sahip yirmi alimi Milli Şûra Meclisi'ne önerecek, meclis üyeleri bunların arasından beş veya daha fazlasını oy birliği veya kura ile seçerek üye olarak tanıyacaklardır. Bu heyet, meclislerde gündeme gelen maddeleri dikkatle müzakere edip inceleyecek ve İslami kurallara aykırı olan maddeleri reddedecektir ki bunlar kanun niteliği kazanamasın. Bu ulema heyetinin kararı bu konuda uyulması gereken ve bağlayıcı olacaktır. Bu madde, İmam Zaman'ın (a.f.) zuhuruna kadar değiştirilemez.


Madde 3- İran ülkesinin ve eyaletlerinin, vilayetlerinin ve bölgelerinin sınırları kanun dışında değiştirilemez.


Madde 4- Başkent Tahran'dır.


Madde 5- İran'ın resmi bayrağının renkleri yeşil, beyaz ve kırmızıdır ve aslan-güneş arması vardır.


Madde 6- İran topraklarında ikamet eden yabancı uyrukluların can ve malı, kanunların istisna ettiği durumlar dışında güvence ve koruma altındadır.


Madde 7- Meşrutiyet esasları kısmen veya tamamen askıya alınamaz.


İRAN MİLLETİNİN HAKLARI

Madde 8- İran halkı, devlet kanunu karşısında eşit haklara sahiptir.


Madde 9- Halkın canı, malı, mesken ve şerefi her türlü saldırıdan korunmuş ve güvence altındadır. Hiç kimseye, ülke kanunlarının belirlediği hüküm ve usul dışında müdahale edilemez.


MADDE 10- Küçük suçlar, ağır suçlar ve büyük kusurların işlendiği durumlar dışında, hiç kimse adliye mahkemesi başkanının yazılı emri olmadan ve kanuna uygun şekilde derhal tutuklanamaz. Bu durumda da suçlunun suçu derhal veya en geç yirmi dört saat içinde bildirilmelidir.


MADDE 11- Hiç kimse davası hakkında hüküm verecek mahkemeden alınıp zorla başka bir mahkemeye sevk edilemez.


MADDE 12- Hiçbir ceza kanun gereği olmadıkça verilemez ve uygulanamaz.


MADDE 13- Herkesin evi ve konutu koruma ve güvence altındadır. Hiçbir konuta kanunun belirlediği durum ve usul dışında zorla girilemez.


MADDE 14- Hiçbir İranlı, kanunun belirttiği durumlar dışında sürgün edilemez, belirli bir yerde ikametten men edilemez veya belirli bir yerde ikamete zorlanamaz.


MADDE 15- Hiçbir mülk, şeri gerekçe olmadan ve adil bedeli ödenmeden sahibinin elinden alınamaz.


MADDE 16- Halkın mülk ve mallarına ceza ve siyaset adına el konulması kanun gereği olmadıkça yasaktır.


MADDE 17- Mal sahiplerinin ve tasarruf sahiplerinin mülk ve malları üzerindeki haklarının herhangi bir gerekçeyle engellenmesi, kanun gereği olmadıkça yasaktır.


MADDE 18- Bilim, eğitim ve sanatların öğrenimi ve öğretimi, şer'en yasak olanlar dışında serbesttir.


MADDE 19- Devlet ve millet masraflarıyla okulların kurulması ve zorunlu eğitim, Bilim ve Eğitim Bakanlığı kanununa göre düzenlenmelidir. Tüm okullar Bilim ve Eğitim Bakanlığı'nın yüksek başkanlığı ve denetimi altında olmalıdır.


MADDE 20- Din-i mübin'e aykırı kitaplar ve zararlı yayınlar dışında tüm yayınlar serbesttir ve sansür yasaktır. Ancak basın kanununa aykırı bir şey görülürse, yayıncı veya yazar basın kanununa göre cezalandırılır. Eğer yazar biliniyorsa ve İran'da ikamet ediyorsa, yayıncı, matbaacı ve dağıtıcı müdahaleden muaftır.


MADDE 21- Dini ve dünyevi fitneye yol açmayan ve düzeni bozmayan dernekler ve toplantılar ülkenin her yerinde serbesttir. Ancak toplantıya katılanlar silah taşıyamazlar ve bu konudaki kanunun belirlediği düzenlemelere uymalıdırlar. Caddelerde ve umumi meydanlardaki toplantılar da düzen kanunlarına tabi olmalıdır.


MADDE 22- Posta yazışmaları tamamen korunmuştur ve kanunun istisna ettiği durumlar dışında el konulması ve açılmasından muaftır.


MADDE 23- Telgraf haberleşmelerinin ifşası veya durdurulması, telgraf sahibinin izni olmadan yasaktır, kanunun belirlediği durumlar hariç.


MADDE 24- Yabancı uyruklular İran vatandaşlığına kabul edilebilirler. Kabul, vatandaşlığın devamı ve vatandaşlıktan çıkarılma ayrı bir kanuna göre olur.


MADDE 25- Devlet memurlarına görevleriyle ilgili kusurlarından dolayı müdahale için izin almaya gerek yoktur, ancak bakanlar hakkında bu konudaki özel kanunlara uyulması gerekir.


DEVLET KUVVETLERİ

MADDE 26- Devletin kuvvetleri milletten kaynaklanır. Bu kuvvetlerin kullanılma şeklini anayasa belirler.


MADDE 27- Devlet kuvvetleri üç şubeye ayrılır:

Birincisi: Yasama kuvveti - kanunların yapılması ve düzenlenmesine mahsustur ve Şehinşah Hazretleri, Milli Şûra Meclisi ve Senato'dan doğar. Bu üç kaynaktan her biri kanun teklif etme hakkına sahiptir, ancak bunun yürürlüğe girmesi şeri hükümlere aykırı olmamasına, meclislerin onayına ve padişahın tasdikine bağlıdır. Fakat devletin gelir ve giderlerine ilişkin kanunların yapılması ve onaylanması Milli Şura Meclisi'nin yetkileri arasındadır.


Kanunların açıklanması ve yorumlanması Milli Şûra Meclisi'nin özel görevlerindendir.


İkincisi: Yargı ve hüküm kuvveti - hakların belirlenmesinden ibarettir ve bu kuvvet şeri konularda şeri mahkemelere, örfi konularda adliye mahkemelerine mahsustur.


MADDE 28- Bahsedilen üç kuvvet daima birbirinden ayrı ve bağımsız olacaktır.


MADDE 29- Her eyalet, vilayet ve bölgenin özel menfaatleri, eyalet ve vilayet meclislerinin onayıyla ve bunların özel kanunlarına göre düzenlenir ve çözümlenir.


MECLİS ÜYELERİNİN HAKLARI

MADDE 30- Milli Şura Meclisi ve Senato üyeleri, sadece kendilerini seçen halk sınıfları veya eyaletler, vilayetler ve bölgelerin değil, tüm milletin vekilidir.


MADDE 31- Hiç kimse aynı anda her iki meclisin üyesi olamaz.


MADDE 32- Vekillerden biri devlet dairelerinde maaşlı olarak görevlendirilirse, meclis üyeliğinden ayrılır ve tekrar üyeliği, devlet görevinden istifa etmesine ve halk tarafından yeniden seçilmesine bağlıdır.


MADDE 33- Her iki meclis de ülke işlerinin tamamında araştırma ve inceleme hakkına sahiptir.


MADDE 34- Milli Şura Meclisi'nin tatil olduğu dönemde Senato'nun müzakereleri sonuçsuz kalır.


İRAN SALTANATININ HAKLARI

MADDE 35- Saltanat, ilahi lütufla millet tarafından padişah şahsına emanet edilen bir nimettir.


MADDE 36- İran meşruti saltanatı, millet tarafından Kurucu Meclis aracılığıyla Majeste Şehinşah Rıza Şah Pehlevi'ye tevdi edilmiştir ve onun erkek soyunda nesilden nesile devam edecektir.


MADDE 37- Veliahtlık, padişahın İran asıllı bir anneden olan en büyük oğluna aittir. Padişahın erkek çocuğu olmadığı takdirde, veliahdın tayini padişahın önerisi ve Milli Şura Meclisi'nin onayıyla yapılır, ancak bu veliaht Kaçar hanedanından olmamalıdır. Fakat padişahın bir oğlu dünyaya geldiğinde, veliahtlık hakkı doğal olarak ona geçecektir.


MADDE 38- Saltanatın geçişi sırasında veliaht, ancak tam yirmi güneş yılına sahip olduğunda bizzat saltanat işlerini üstlenebilir. Bu yaşa ulaşmamışsa, Kaçar hanedanı dışından bir naib-i saltana (saltanat naibi) Milli Şura Meclisi tarafından seçilecektir.


MADDE 39- Hiçbir padişah, taç giyme töreninden önce Milli Şura Meclisi'nde hazır bulunup, Milli Şura Meclisi üyeleri, Senato üyeleri ve bakanlar heyetinin huzurunda aşağıdaki şekilde yemin etmedikçe tahta çıkamaz:


"Ben Kadir-i Mutlak Allah'ı şahit tutarak, Kur'an-ı Mecid ve Allah katında muhterem olan her şey üzerine yemin ederim ki tüm çabamı İran'ın bağımsızlığını korumaya sarf edeceğim, ülkenin sınırlarını ve milletin haklarını koruyup gözeteceğim, İran meşrutiyet anayasasını ve belirlenmiş kanunları muhafaza edip bunlara göre saltanat edeceğim, Caferi On İki İmam mezhebinin yaygınlaşması için çaba göstereceğim, tüm fiil ve davranışlarımda Yüce Allah'ın hazır ve nazır olduğunu bilerek İran devlet ve milletinin saadeti ve azametinden başka bir gaye gütmeyeceğim. Allah'tan İran'ın ilerlemesi yolundaki hizmetimde başarı dilerim ve İslam velilerinin temiz ruhlarından yardım isterim."


MADDE 40- Aynı şekilde saltanat naibliğine seçilen kişi de yukarıdaki yemini etmedikçe bu görevi üstlenemez.


MADDE 41- Padişahın vefatı durumunda, Milli Şura Meclisi ve Senato zorunlu olarak toplanacaktır ve meclislerin toplanması padişahın vefatından on gün sonraya ertelenmemelidir.


MADDE 42- Eğer her iki veya bir meclisin vekillik süresi padişahın sağlığında sona ermiş ve yeni vekiller padişahın vefatı sırasında henüz belirlenmemişse, önceki vekiller hazır olup meclisler toplanacaktır.


MADDE 43- Padişah, Milli Şûra Meclisi ve Senato'nun onay ve rızası olmadan başka bir ülkenin işlerini üstlenemez.


MADDE 44- Padişahın şahsı sorumluluktan muaftır; devlet bakanları her türlü işte meclislere karşı sorumludur.


MADDE 45- Ülke işlerine dair tüm kanunlar ve padişah fermanları, ancak sorumlu bakanın imzasıyla uygulanabilir ve o ferman ve emrin içeriğinin doğruluğundan o bakan sorumludur.


MADDE 46- Bakanların atanması ve azli padişahın fermanıyla olur.


MADDE 47- Askeri rütbelerin, nişanların ve şeref imtiyazlarının verilmesi, kanuna uygun olarak padişahın şahsına mahsustur.


MADDE 48- Yüksek devlet memurlarının iç ve dış işlerde seçimi, sorumlu bakanın onayıyla padişahın haklarındandır, kanunun istisna ettiği durumlar hariç. Ancak diğer memurların atanması, kanunun açıkça belirttiği durumlar dışında padişaha ait değildir.


MADDE 49- Kanunların uygulanması için ferman ve emirlerin çıkarılması, bu kanunların uygulanmasını asla ertelemeden veya durdurmadan, padişahın haklarındandır.


MADDE 50- Kara ve deniz kuvvetlerinin başkomutanlığı padişahın şahsına aittir.


MADDE 51- Savaş ilanı ve barış akdi padişaha aittir.


MADDE 52- Anayasanın 24. maddesine göre gizli tutulması gereken antlaşmalar, sakınca ortadan kalktıktan ve ülkenin menfaat ve güvenliği gerektirdiğinde, gerekli açıklamalarla birlikte padişah tarafından Milli Şura Meclisi ve Senato'ya bildirilmelidir.


MADDE 53- Hiçbir antlaşmanın gizli maddeleri, o antlaşmanın açık maddelerini geçersiz kılmayacaktır.


MADDE 54- Padişah, Milli Şûra Meclisi ve Senato'yu olağanüstü şekilde toplantıya çağırabilir.


MADDE 55- Para basımı kanuna uygun olarak padişah adına yapılır.


MADDE 56- Saltanat kurumunun harcama ve masrafları kanunla belirlenmiş olmalıdır.


MADDE 57- Saltanat yetki ve güçleri sadece mevcut meşrutiyet kanunlarında açıkça belirtilenlerdir.


BAKANLAR HAKKINDA

MADDE 58- Müslüman, İran asıllı ve İran vatandaşı olmayan hiç kimse bakanlık makamına gelemez.


MADDE 59- Birinci dereceden şehzadeler, yani dönemin padişahının oğlu, kardeşi ve amcası bakanlığa seçilemez.


MADDE 60- Bakanlar meclislere karşı sorumludur ve meclislerden biri tarafından çağrıldıklarında hazır bulunmak zorundadırlar ve kendilerine verilen işlerle ilgili sorumluluk sınırlarını gözetmelidirler.


MADDE 61- Bakanlar, kendi bakanlıklarının özel işlerinden tek başlarına sorumlu oldukları gibi, heyet halinde de işlerin genelinde meclis karşısında sorumlu ve birbirlerinin eylemlerinin garantörüdürler.


MADDE 62- Bakanların sayısı ihtiyaca göre kanunla belirlenecektir.


MADDE 63- Onursal bakanlık unvanı tamamen kaldırılmıştır.


MADDE 64- Bakanlar, padişahın sözlü veya yazılı emirlerini gerekçe göstererek kendilerinden sorumluluğu kaldıramazlar.


MADDE 65- Milli Şûra Meclisi veya Senato, bakanları sorguya çekip yargılayabilir.


MADDE 66- Bakanların sorumluluğu ve onlara uygulanacak siyaset kanunla belirlenecektir.


MADDE 67- Milli Şûra Meclisi veya Senato tam çoğunlukla bakanlar heyeti veya bir bakana güvensizliğini belirtirse, o heyet veya o bakan bakanlık makamından azledilir.


MADDE 68- Bakanlar maaşlı olarak kendi görevleri dışında başka bir görev üstlenemezler.


MADDE 69- Milli Şûra Meclisi veya Senato, bakanların suçlarını Temyiz Mahkemesi'nde gündeme getirecektir. Söz konusu mahkeme, tüm üyelerin hazır bulunmasıyla kendi yargılama dairesinde yargılama yapacaktır, meğer ki kanun gereğince suçlama ve dava açma devlet dairelerinin yönetim çevresinden çıkıp doğrudan bakanla ilgili olsun.


Not: Temyiz Mahkemesi kuruluncaya kadar, meclislerden eşit sayıda seçilen üyelerden oluşan bir heyet Temyiz Mahkemesi'nin yerine geçecektir.


MADDE 70- Bakanların suçlarının belirlenmesi ve cezalandırılması, Milli Şûra Meclisi veya Senato tarafından suçlandıkları veya kendi yönetim işlerinde özel davacıların suçlamalarına maruz kaldıkları durumda, özel bir kanuna bağlı olacaktır.


YARGI YETKİLERİ

MADDE 71- Yüksek Adalet Divanı ve adliye mahkemeleri, genel şikayetlerin resmi merciidir ve şeri konularda yargılama, şartları taşıyan müçtehit alimlere aittir.


MADDE 72- Siyasi haklarla ilgili anlaşmazlıklar, kanunun istisna ettiği durumlar dışında adliye mahkemelerine aittir.


MADDE 73- Örfi mahkemelerin kurulması kanun hükmüne bağlıdır ve hiç kimse hiçbir ad ve resim altında kanun hükümlerine aykırı mahkeme kuramaz.


MADDE 74- Hiçbir mahkeme kanun hükmü olmadan kurulamaz.


MADDE 75- Tüm ülkede örfi işler için sadece bir Temyiz Mahkemesi kurulacaktır, o da başkentte olacaktır ve bu Temyiz Mahkemesi, bakanlarla ilgili davalar dışında hiçbir davaya ilk derece mahkemesi olarak bakmayacaktır.


MADDE 76- Tüm mahkemelerin oturumları alenidir, meğer ki aleniyetin düzeni bozucu veya ahlaka aykırı olduğu durumlar olsun. Bu durumda mahkeme gizlilik gereğini ilan edecektir.


MADDE 77- Siyasi ve basın suçlarında, eğer gizli yargılama uygun görülürse, mahkeme üyelerinin tamamının oy birliğiyle olmalıdır.


MADDE 78- Mahkemelerden çıkan hükümler gerekçeli ve dayanaklı olmalı, hükmün dayandığı kanun maddelerini içermeli ve alenen okunmalıdır.


MADDE 79- Siyasi suçlar ve basın suçları davalarında, jüri heyeti mahkemelerde hazır bulunacaktır.


MADDE 80- Adliye mahkemelerinin başkan ve üyeleri, adliye kanununun belirlediği şekilde seçilir ve padişah fermanıyla atanır.


MADDE 81- Hiçbir adliye hakimi, yargılama yapılmadan ve suçu sabit olmadan, istifa etmedikçe geçici veya daimi olarak görevinden alınamaz.


MADDE 82- Adliye hakiminin görev yeri değişikliği ancak kendi rızasıyla mümkündür.


MADDE 83- Savcının atanması şeri hakimin onayıyla padişaha aittir.


MADDE 84- Adliye mahkemeleri üyelerinin maaşları kanunla belirlenecektir.


MADDE 85- Adliye mahkemelerinin başkanları, ücretsiz olmadıkça ve kanuna aykırı olmadıkça başka bir devlet görevi kabul edemezler.


MADDE 86- Her eyalet merkezinde adliye işleri için bir istinaf mahkemesi kurulacaktır, adliye kanunlarında belirtilen şekilde.


MADDE 87- Askeri mahkemeler özel kanunlara göre tüm ülkede kurulacaktır.


MADDE 88- Devlet daireleri ve görevleri arasındaki anlaşmazlıkların hakemliği kanun gereğince Temyiz Mahkemesi'ne aittir.


MADDE 89- Adliye mahkemeleri, genel, eyalet, vilayet ve belediye düzenlemelerini ancak kanuna uygun olduklarında uygulayacaklardır.


MADDE 90- Tüm korunan memleketlerde eyalet ve vilayet meclisleri özel bir nizamnameye göre düzenlenecektir ve bu meclislerin temel kanunları şu şekildedir.


MADDE 91- Eyalet ve vilayet meclislerinin üyeleri, eyalet ve vilayet meclisleri nizamnamesine uygun olarak doğrudan halk tarafından seçilir.


MADDE 92- Eyalet ve vilayet meclisleri, belirlenen kanun sınırları içinde genel menfaatlere ilişkin ıslahatlar konusunda düzenleme yapma yetkisine sahiptir.


EYALET VE VİLAYET MECLİSLERİ HAKKINDA

MADDE 93- Eyaletlerin her türlü gelir ve gider hesapları eyalet ve vilayet meclisleri aracılığıyla basılıp yayınlanır.


MALİYE HAKKINDA

MADDE 94- Hiçbir vergi kanun hükmü olmadan konulamaz.


MADDE 95- Vergiden muaf tutulacak durumları kanun belirleyecektir.


MADDE 96- Vergi oranı her yıl Milli Şûra Meclisi tarafından çoğunlukla onaylanıp belirlenecektir.


MADDE 97- Vergi konularında millet fertleri arasında hiçbir fark ve ayrıcalık gözetilmeyecektir.


MADDE 98- Vergi indirimi ve muafiyeti özel kanuna bağlıdır.


MADDE 99- Kanunun açıkça istisna ettiği durumlar dışında, halktan ülke, eyalet, vilayet ve belediye vergisi adı dışında hiçbir şey talep edilemez.


MADDE 100- Hiçbir maaş ve bahşiş devlet hazinesine kanun gereği olmadan havale edilemez.


MADDE 101- Sayıştay üyelerini, kanunla belirlenen süre için Milli Şûra Meclisi seçecektir.


MADDE 102- Sayıştay, maliye idaresinin hesaplarını incelemek ve ayırmak ve hazine tüm muhasebecilerinin hesap tasfiyesiyle görevlidir ve özellikle bütçede belirlenen harcama kalemlerinden hiçbirinin belirlenen miktarı aşmadığını ve değişikliğe uğramadığını ve her paranın kendi yerine harcandığını gözetir. Aynı şekilde tüm devlet dairelerinin çeşitli hesaplarını inceleyip ayırır ve harcama belgelerini toplayacaktır. Ülkenin tüm hesaplarının durumunu kendi mülahazalarıyla birlikte Milli Şura Meclisi'ne sunmalıdır.


MADDE 103- Divanın düzenlenmesi ve idaresi kanuna göredir.


ORDU HAKKINDA

MADDE 104- Askere alma düzenini kanun belirler. Askerlerin görev ve hakları ve rütbelerde yükselme kanuna göredir.


MADDE 105- Askeri harcamalar her yıl Milli Şura Meclisi tarafından onaylanır.


MADDE 106- Hiçbir yabancı askeri birlik devlet hizmetine kabul edilemez ve ülkenin hiçbir noktasında kanun gereği olmadıkça ikamet edemez veya geçemez.


MADDE 107- Askerlerin hakları, rütbeleri ve konumları kanun gereği olmadıkça ellerinden alınamaz.


DIPNOT:

  1. Anayasanın 36-37-38. maddeleri ve anayasa eki, 21 Azer 1304 tarihinde Kurucu Meclis'in aşağıda aktarılan tek maddelik kararına göre değiştirilmiştir:

    "Tek Madde - Kurucu Meclis, anayasa ekinin eski 36, 37 ve 38. maddelerini iptal ettiğini beyan eder."

    Yukarıda belirtilen şekilde düzeltilip basılmıştır. Şimdi okuyucuların bilgisi için iptal edilen üç maddeyi de aşağıda aktarıyoruz:

    Muhammed Ali Şah Kaçar (Allah saltanatını daim etsin) ve nesilden nesile onların soyundan gelenler yerlerinde kalacaktır.


  1. Otuz Yedinci Madde- Veliahtlık, çocukların çokluğu durumunda, annesi İran asıllı ve şehzade olan padişahın büyük oğluna geçer ve padişahın erkek çocuğu olmaması durumunda, en yakından başlayarak saltanat hanedanının en büyüğü veliahtlık makamına gelir ve eğer yukarıdaki varsayılan durumda padişah için bir erkek çocuk dünyaya gelirse, veliahtlık hakkı doğal olarak ona geçecektir.


  1. Otuz Sekizinci Madde- Saltanatın geçişi sırasında veliaht, ancak on sekiz yaşına ulaştığında bizzat saltanat işlerini üstlenebilir. Bu yaşa ulaşmamışsa, Milli Şura Meclisi ve Senato'nun toplanan heyetinin onayıyla ona bir naib-i saltana (saltanat naibi) seçilecektir ve on sekiz yaşına ulaşıncaya kadar görev yapacaktır.


Comments


IMG_3253.JPG

Merhaba!

Eğer yazılarla ilgili bir görüşünüz veya yorumunuz varsa aşağıdaki yorum kutucuğuna yorumunuzu bırakabilir veya iletişim bölümünden benimle temasa geçebilirsiniz.  Son olarak burada yayınlanan yazıların tamamı şahsi görüşlerim olup hiçbir kurumu veya kuruluşu bağlamadığını hatırlatmak isterim.

İyi okumalar dilerim.

bottom of page